öykü, Bay Kahraman Bir Kraldır!


Bay Kahraman Bir Kraldır!

Irmak kenarı dinlenmek için iyi bir yerdir. Suyun şırıltısı insana bir süre sonra ninni gibi gelir. Öyle huzurlu bir yerdir ki gelip geçen birilerini istemez insan. Mütemadiyen öten kuşların sesleri bile  burada   yemekten sonra yenilen tatlı gibi fazlalık hissi uyandırır. Yorgun bir adam için muhakkak sığınılacak   en güzel limandır ırmak kenarı. Bay Kahraman da  el arabasıyla sokak sokak dolaşıp yeterince kağıt topladıktan sonra   bir parça dinlenmek ve cıgarasını tüttürmek için buraya geldi.  Arabayı  hemen arkadaki  büyük  yalankoz ağacının dibine yasladı.  Sıcaktan sırtına yapışmış gömleğini de çıkarıp  ağacın dalına astı. Ne çıkar uçsa alt tarafı on paralık eski gömlek. Ama Bay Kahraman  uçmamasını garantiye almak için gömleğin kollarını sıkıca dala bağladı. Dünyada sadece iki gömleği olan bir adamın böyle yapması bize tuhaf gelmemeli. Anlıyorsunuz ya fakirlik pek fena bir şeydir. Adama ırmak kenarında bile tam bir keyif yaptırmaz. Velakin  Bay Kahraman’ ın cıgarası vardı. Bu  düşüncenin varlığı bile ona bir meşguliyet  incecik bir haz veriyordu. Su kenarına çömeldi. Fazla balçık değildi. Rahatça duruluyordu. Çorabının  içinden cıgarısını ,pantolon cebinden kibritini çıkardı. Sigarası ağzında, kibrit kutusunu açınca küçük bir endişe duydu içinde. Bir tek dal kibriti söndürmeden sigarasını yakabilecek miydi? Rüzgarsız bir yer aramaya başladı gözüyle. Belki ağacın arkasına gitse, ya da arabasının arkasına sığınsa kolayca yakabilirdi. Ama o öyle yapmadı; elini kibrite siper etti. Tutuşan kibrit hızlıca yanıp tükenip gidiyordu. Kibriti mi ağzına, ağzını mı kibrite yaklaştırsın bir an tereddüt etti. Ağzını eline yaklaştırınca Bay Kahraman kendi nefesiyle tek dal kibriti söndürdü. Mutlaka  bir küfür etmiştir ama suyun şırıltısından duyamadık.  Belki başka bir adam olsa  çarkına tükürüp, arabasını alır, yola çıkar gördüğü ilk adamdan ateş sorardı. Ama Bay Kahraman’ın mizacı buna elverişli değildi. O mutluluğun ayağına gelmesini bekleyenlerdendi. Bu yüzden ağzına bir ot parçası alıp çimenlere  devrilip yattı. Şu kadarcık keyfi ona çok görmemeliyiz.  Kollarına değen çimlerin hafif ıslaklığı hoşuna gitmişti. Elini çimlerde gezdirdi. Bu sıcakta bu ferahlık ona müthiş bir mutluluk veriyordu.  Kalkıp gitmiş olsa belki de bu güzel anı yaşayamayacaktı. Görüyorsunuz ya aslında  mutluluk hemen elimizin altında olabiliyor. Bay Kahraman bunları düşünmedi elbette. O eski pabuçlarını ve topuğu ezilmiş çorabını çıkarıp serinlikten biraz daha istifadeye çalıştı. Asla yetinmemek de insanlara dahil bir uzuvdur da diyebiliriz. Şimdi ondan beyzadesi yok.  Sanıyorum ki herhangi bir yalıda hissedilen esinti ile burada hissedilen esinti arasında bir fark yok. Esintinin yüzde bıraktığı gülümsemenin her yerde aynı oluşu buna en büyük delildir. Suyun şırıltısını da böyle düşünebiliriz, zararı olmaz. İkindi güneşi hafifçe burnunu yakmaya başlayınca Bay Kahraman bir şapkası olmadığına hayıflandı. Bu gün kağıtları teslim edip yevmiyesini alınca belki bir tur daha atar şapka için para arttırırdı. O zaman meydana çıkardı işte yüzü gerçekten kara mıydı? Ağzında çevirdiği çöpü  artık onu oyalamaz olmuştu. Canı mutlaka cıgara çekiyor,yanında bir bardak çayın özlemini duyuyordu. Belki beklemekle küçük mutluluklara sahip olabiliyordu insan ama büyük mutlulukları illaki kovalamak gerekiyordu. Bay Kahraman hiçbir zaman bunları da düşünmedi. Kalkıp kurumuş gömleğini giydi, arabasını aldı, yola koyuldu. Bir kaç kilometre ötede bir kıraathaneye girdi. Arabasını garantili bir yere park ettikten sonra demli bir çay söyledi.
_ Ateşin var mı genç ?
Neden bir kibrit almadı? Nedenini bilmiyoruz. Buraya gelene kadar pek çok bakkalın önünden geçti. Bay Kahraman’ın kibrit alacak parası da vardır. Ama almadı. İhmalkar diyebiliriz. Belki insan  kendiyle ilgili şeyleri ihmal ettiğinden mutluluk için başkalarına muhtaç oluyor, kabilinden de düşünebiliriz. Sanıyorum bu da yanlış olmaz. Bay Kahraman çayını içerken  yüzüne bir gülümseme yapışmıştı. O şimdi bir kraldır.

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Bana göre tek bir kahraman var.
O da sensin
Adsız dedi ki…
Çok ilginç bir tarzınız var ,usta bir yazar okur gibi hissediyorum

sirence dedi ki…
Tesekkur ederim, çok naziksiniz
Adsız dedi ki…
Olmadık yerde bitmiş. Tam kendimi kaptırmıştım, pat kral olmuş 😊
sirence dedi ki…
😊 bir sonraki öykümü yazarken bunu dikkate alacağım çok teşekkür ederim yorumunuza😊😊
Murat Sungur dedi ki…
Çok güzel olmuş arkadaşım. Kralın yanında hissettim. Romana başlamalısın 😉.

Bu blogdaki popüler yayınlar

YAZMASAYDIM ÇILDIRACAKTIM!!

BİR ADAMIN ONTOLOJİK SANCILARI

KILÇIK