ÖYKÜ,TERK
TERK
Fakültenin çıkış
saatinde kapıda durmuş, bekliyordum. Sessiz bir andı. Sabah yağan yağmurun
bıraktığı berraklık ile bütün renkler daha keskin ve parlak görünüyordu.
Kapının hemen yanındaki büfeden ucuz sucuk kokusu geliyordu. Tüyleri kirden
griye dönmüş bir kedi, yerdeki adacıklara basa basa büfeye doğru gidiyordu.
İçeriye girmeme izin vermeyen güvenlik görevlisi duvara yaslanmış çay içerken
durmadan beni dikizliyordu. Az sonra çantamdan silahımı çıkarıp sağa sola ateş
edecekmişim gibi bir suçluluk hissediyordum. Ondan yana bakmamaya çalıştıkça
bakışlarımız çarpışıyordu. Sonra sessizliğin huzursuz edici hali bozuldu.
Dersten çıkan bir dolu öğrenci, gülerek, şakalaşarak kapıya doğru gelmeye
başladılar. Siyah palto giyenlere, sen misin diye dikkatle bakıyordum. Ve seni
gördüm. Kalabalığın içinde gözlerin ışık ışık seçiliyordu. O kadar hafif
yürüyordun ki; uçar gibi, bir müjde almış gibi, hiç derdin yok gibi, üzüldüm.
Beni gördün. O anda hemen çantamdan bir şeyler arıyormuş gibi yaptım. Bilirsin
çok meşgul kadınlar daima çantalarında bir şeyler ararlar çünkü. Benim de sana
ayıracak vaktim yoktu işte. Önemli bir iş için buradayım diyordum. Yanıma
yaklaştın:
_ Merhaba
Seni yeni fark etmiş gibi gözlerime
şaşırmış bir maske taktım. En umursamaz sesimle:
_ Aaa merhaba, naaber?
_ Beni mi bekliyorsun?
Güldüm. Bu olmayacak hayallere nereden
kapılıyorsun gülüşüydü bu.
_ Ay yok canım ya, Aylin’i bekliyorum.
Alışverişe gidecektik. Biliyorsun o da burada okuyor.
Gözlerimin
içine içine buz gibi baktın. Bu bakışlardan hemen kurtulup yeniden çantamı
karıştırmaya başladım. Gitmiyordun. Öylece yüzüme bakıyordun sanki bir işaret
arar gibi. O işareti ölsem göstermezdim sana. O an tek düşündüğüm, benim için
önemli olmadığını hissetmendi. Başardım.
_
Hoşça kal o zaman.
_Bye
Senden
daha kısa veda cümleleri kurmakla, sana ne kadar az eğer verdiğimi
ispatlıyordum aklımca. Arkama dönüp bakmadım. Öldürseler
bakmazdım. Ne de olsa ben Aylin için gelmiştim.
Yalandı
hepsi. Oraya sadece seni görmeye gelmiştim. Ayrılığımızın üstünden iki ay
geçmişti. Nasıl başa çıktığını görmek için gelmiştim. Ben başa çıkamıyorum
çünkü. Siyah paltolu her adamı sana benzetiyorum bazen farkında olmadan
peşlerine takılıyorum adamların. Ne zaman Mecburiyet Caddesinde dolaşsam
arkamdaki her erkek sesi senin sesin gibi geliyor. Arkamı dönüp sen olmadığını
görünce gözlerim doluyor. Ağlamak , günün belli zamanlarında yapılan otomatik
bir davranış oldu artık. Esnemek gibi ,ürpermek
gibi. Yine de neyin var diye sormalarından sıkılıyorum ağlarken. Banyo etmeye gidiyorum.
Banyolar ağlamayı normalleştiren nadide yerler. Birkaç saat suyun altında
ağladıktan sonra insan göz yaşıyla ,
suyu karıştırıyor. Sayende her gün tertemiz kokuyorum. Delirdiğimi
düşünmesinler diye kimseye anlatamıyorum. Biliyorum ruh hastasıyım ben. Her gün,
başında dikilip, tek kestane almadan
gittiğim kestaneci de biliyor. Ellerimi sıcak tutsun diye ceplerime doldurduğun
kestaneleri geri veriyorum adama ama anlamıyor. Biliyorum ruh hastasıyım ben.
Teşhisi henüz konmamış. Seni sevdiğimi hiç söylemedim sana. Ne gariptir ki beni
bu günlerde bir tek kazandığım bu yalan zafer teselli ediyor.
_ İnsan birini seviyorsa bırakmaz! Dedin.
Anlatamazdım
sana. Yani nasıl desem, neresinden söylesem kulağa çok saçma geliyor. Ama
gerçek bu. Seni öyle çok seviyordum ki önce ben bıraktım. O kadar sevilmeye
layık biri değilim ben. Öyle çok huysuzluğum, mutsuzluğum, bunalımım var ki,
gün gelecek beni sevmeyecektin. Şen şakrak, hayatı cennete çeviren hep mutlu
olan kadınları özleyecektin. Benden kurtulmak isteyeceğin, sıkılacağın gün
gelecekti biliyorum. Katlanamazdım buna. Kendi içinde vicdanına yenilip
bırakamayacaktın beni. Sarılmayı istemeden sarılacak, yalandan sevgi sözleri
söyleyecektin. Gözlerinde her gün biraz daha öldüğümü görecektim. Bu sahtelik,
bu kepazelik, bu rezilliğe katlanamazdım
ben. Daha iyiydi ayrılmak. Seni, bunları görmeye tahammül edemeyecek kadar çok
seviyordum ben. Sonum olurdu sevgisizliğin, yalancılığın. Bu yüzden seni önce ben bıraktım. Canımı
kimse yakamaz artık. Kimseyi senin kadar sevmedim çünkü. Kimseyi bırakacak
kadar çok sevmedim.
Yorumlar